Dönüşte Kabak Vadisi'ni Faralya Yoluna bağlıyan kısımda 2 kere düştüm. İlkinde motor o kadar kötü bir pozisyonda kaldı ki tek başıma kıpırdatamadım. Motorun ön kısmı tepelik kısımda ve motoru dikleştirsem bile dengede durabilecek bir pozisyonu yok. Şansıma Kabak Vadisi'nde tanıştığım Alman motorcu arkadaşım düştükten 5 dk sonra yolun yukarısından inmeye başladı. Onun yardımı ile motoru kaldırıp yoluma devam ettim. Daha sonra girdiğim yanlış sapakta dar yolda manevra yapmaya kalkarken ön arka tekerlek kota farkından dolayı ayağımı yere tam basamadım ve salakça tekrar düştüm. Halbuki daha ufak hareketlerle dönmeye çalışsam bu düşüşe gerek kalmayacaktı. Kendime biraz kızdım ama sonra kimse yürümeyi emeklemeden, hata yapmadan öğrenemiyor. Mühim olan bunları içselleştirip öğrenebilmek deyip kendi kendimi telkin ederek motorumu kaldırıp yola devam ettim(Bu sefer düzgün!!! düşürdüğüm için tek başıma kaldırabildim). Fotoğrafta görülen gölgelikte aynalarımı düzeltip aldığım hasarlara baktım. Bende yorgunluk ve ter dışında hiçbir şey yok. Motorun jiglesi kırıldı. Aynalar yamuldu. Bol bol tozlandık :). Antalya vardığımda ise ön farın da yanmadığını farkedecem.