Erzincan, Gümüşhane, Trabzon, Rize, Ayder, Fındıklı, Borçka, Macahel, Artvin, Yusufeli, Erzurum
Ve motorlarımızı yük vagonuna yükleyip bağladık.
Yola veda, trenle İstanbul Haydarpaşa'ya dönüş.
Akşam şenlikten sonra Zafer Egemen'im amcasının oğlu Zafer abiyide alıp alışveriş yaptık ve Egemen'in babaannesinin evine misafi
Zafer abi hemen ızgaraya başladı. Rakı açıldı, muhabbet başladı. Süper bir sofrada süper insanlarla süper muhabbetler ettik. Hep
Hatıra fotogafı olmadan olmaz tabi. Sırası ile Erol, Zafer abi, Umut, Egemen ve ben.
Bir ara Zafer abi elinde bir aparatla geliyor. Balık oltası ucuna sepet gibi bir şey bağlamış. Ne olduğunu sorduğumuzda armut to
Egemen armutu aldiktan sonra aparati topladi. Karadeniz zekiligini gösteren hikayesi de cabasi: “Ben yasak mevsimde balik tutmay
Konserden sonra Birol Topaloğlu'nun tulumu ile herkes Horon oynamaya başladı.
Ve işte 10 bayanın oluşturduğu genellikle lazca türkülerin söylendiği grup yayla şenliğine büyük bir lezzet katıyor. Hepinize te
Grubun tam karşısında ise kış aylarında erzağın saklandığı eski bir semender var. Dinleyiciler ufak alanı dolduruyor.
Eski yayla evlerinin ve yeşilliklerin arasındaki bu konserin büyüleyici bir havası var.
Yayla şenliği.
Fırtına Deresi
Debriyaj kolu işini halletikten sonra Gümüşhane'nin hemen dışındaki Balyemek Konağından birşeyler içtik.
Yolda canım çay içmek istedi. Umut'la konuşup güzel bir köyde çay içme kararı aldık. Birkaç ilçeyi pas geçtikten sonra ufak bir
Bir hasar varmı diye bakınıyor.
Kahvaltı hazır olunca hemen oturup yemeğe başladık. Tabi işletme sahibimiz bizi Karadeniz türkülerinden eksik bırakmadı. Oldukça
Oldukça bozuk yayla yollarından geçip Limni Gölü'ne geldik. Akşam saatleri olduğundan burada kalmaya karar verdik.
İşletmenin sahibi burayı yeni almış. Akşam nefis bir saç kavurma yedik. Burayı gezen birkaç insanla hoş muhabbet ettik.
Gece bir ara işletme sahibimiz silah patlattı. Sonradan öğrendik ki silah kamp alanına gelebilecek yaban hayvanları içinmiş :) G